kecimen


   
  SİTE SAHİBİ ÖMER ACAR
  Ana Sayfa
 

kecimen köyün tarihi 
Kecimen köyünün tarihçesine bakıldığı zaman çok eskilere dayanmaktadır. Zira köyün dört sülaleden toplandığı ve bunların kaldığı mezarlıklara baktığımız zaman, en az iki yüz senelik mezarlıkları olduğu anlaşılmaktadır.

Kecimen köyünün ağırlığını teşkil eden oymak *İmamlar oymağı 1500 yıllarında Böğürtlen denen yerdeki suyun başına yerleşip hayvancılığa başlamışlar daha sonra arazinin ziraata da elverişli olduğunu görerek, buğday ve darı ekerek ziraat ve hayvancılık devam ettirilmiştir. İki yüz sene kadar böğürtlende kalan imamlar daha sonra buranın kendilerine dar geldiğini, daha verimli ve suyu sağlam bir yer bulunması gerektiğine inanarak oradaki çardakları ve yurtlarını terk ederek bugün karacalar diye söylenen pınar gözünün başına yerleşmişlerdir. Burada da uzun süre kalan köylüler ziraat ve hayvancılıklar geçinmişlerdir.

Şimdi eski köy için denen yere cami yapıldığı caminin beratının imamlara verildiği, (Hadimi hazretlerinin oğlu HASBİ EFENDİ tarafından söylenmiştir. İmamlar bura da huzur ve sükûn içindeyken ŞEMİDEN Kecimenin bugünkü yerine gelen bir demirci altı oğlu ile imamların bulunduğu bölgedeki suyu köye taşımak için harekete geçer ve yol açmaya başlar. Suyun getirildiği yer sert ve kazılması zor, bir nevi bayır olduğu için demirci sabaha kadar kazma ucu sivriltir oğulları da akşama kadar su arkı yaparlar. Durumdan kuşkulanan imamlar demirciye ne yaptığını sorarlar. Demircide yol yapıyorum insanlar rahat gidip gelsin diye cevap verir. Ve durum yatıştırılır.

Su arkının yapılması bitince demirci bir gece kimsenin haberi yokken pınar gözünden suyu çevirir ve bugün Belen denen yerden suyu tarlalara akıtır. O gün oradan geçen bir kervancıya durumu gösterir bu suyun buradan aktığını sen gördün mü diye sorar.

Yıl 1700 bugün yapılan tarife göre Kulaksız, Tandır bükü, Karakaya ve Kuru dereyi takiben giden düz deve yolu vardır(kervan yolu).İMAMLAR kanun mevzuatına hâkim sayılır ailelerden olduğu için; durumu gidip Karaman kadılığına bildirirler. Mahkemede demirci daha gözü açık davranıp gece oradan geçen kervan sahibini şahit gösterir. Kervan sahibi oradan devamlı geçtiği için iki tarafı da tanımaktadır. Buna rağmen ben o suyun Belenden akıtıldığını gördüm der; fakat daha önceleri böyle bir şeylere rastlamadığını söylemez. Davayı demirci kazanır ve su demirciye verilir. Uğradıkları haksızlık karşısında öfkelenen imamlar oymağı kervancıyı yakalayıp öldürdüler. Bunun üzerine demirci anlaşmak gerektiğine inanır ve birlikte bu günkü Kecimenin yerinde yurt tutmayı teklif eder. Teklif görüşülüp kabul edilir. Fakat kervancının annesi oğlunun öldürüldüğünü devlete bildirmiştir. Devlet öldürme işlemini kimin yaptığını bilmediği için devamlı oymağı baskı altında tutar.

Baskıdan iyiye yılmış olan oymak köyü terk ederek bugün buzluk denen mağaraya sığınırlar. Fakat köyden haber almaları gerekmektedir. Bu arada enteresan bir hikâye anlatılmaktadır. Kafilede bulunan bir çocuk ekmek ister ekmek kendisine verilir son ekmektir. Başka ekmek kalmamıştır. Çocuk ekmeğin bölünmesini ister yufka ekmek bölünür. Bu defa çocuk niçin böldün ben bütün olarak istiyorum diyerek basar feryadı. Askerlerin kendilerini bulmasından korktukları için hemen ekmek iğne iplikle dikilip çocuğa verilir çocuk susar ve adı ekmek diktiren olarak kalır. Bu deyim hala yaramaz çocuklar için kullanılır.

Buzluk mağarasından ihtiyaçlarını gidermek için bir Arap hizmetli ile köyden genç bir kişi köye giderler. Köyde pusu kurarak bekleyen jandarmalar gelen kişileri yakalayıp diğer köylülerin nerede olduğunu sorarlar ancak cevap alamazlar. Hizmetliyi sorgularlar yapılan bütün baskı ve işkenceye rağmen konuşmaz. Daha sonra genci sıkıştırırlar. Genç baskıya dayanamayıp köylülerin saklandığı buzluk mağarasının yerini gösterir. Kervancıyı öldüren köylü yakalanarak götürülür. Oymakta artık Kecimene yerleşmenin elzem olduğunu anlar ve köye yerleşir. Demirci daha ileri gitmeyecek misiniz diye sorar. Köyün büyüğü yeter buradan ileri ;GEÇEMEM; der ve köyün adı da Geçemem olarak kalır.

Kecimen köyünün tarihçesine bakıldığı zaman çok eskilere dayanmaktadır. Zira köyün dört sülaleden toplandığı ve bunların kaldığı mezarlıklara baktığımız zaman, en az iki yüz senelik mezarlıkları olduğu anlaşılmaktadır.

Kecimen köyünün ağırlığını teşkil eden oymak *İmamlar oymağı 1500 yıllarında Böğürtlen denen yerdeki suyun başına yerleşip hayvancılığa başlamışlar daha sonra arazinin ziraata da elverişli olduğunu görerek, buğday ve darı ekerek ziraat ve hayvancılık devam ettirilmiştir. İki yüz sene kadar böğürtlende kalan imamlar daha sonra buranın kendilerine dar geldiğini, daha verimli ve suyu sağlam bir yer bulunması gerektiğine inanarak oradaki çardakları ve yurtlarını terk ederek bugün karacalar diye söylenen pınar gözünün başına yerleşmişlerdir. Burada da uzun süre kalan köylüler ziraat ve hayvancılıklar geçinmişlerdir.

Şimdi eski köy için denen yere cami yapıldığı caminin beratının imamlara verildiği, (Hadimi hazretlerinin oğlu HASBİ EFENDİ tarafından söylenmiştir. İmamlar bura da huzur ve sükûn içindeyken ŞEMİDEN Kecimenin bugünkü yerine gelen bir demirci altı oğlu ile imamların bulunduğu bölgedeki suyu köye taşımak için harekete geçer ve yol açmaya başlar. Suyun getirildiği yer sert ve kazılması zor, bir nevi bayır olduğu için demirci sabaha kadar kazma ucu sivriltir oğulları da akşama kadar su arkı yaparlar. Durumdan kuşkulanan imamlar demirciye ne yaptığını sorarlar. Demircide yol yapıyorum insanlar rahat gidip gelsin diye cevap verir. Ve durum yatıştırılır.

Su arkının yapılması bitince demirci bir gece kimsenin haberi yokken pınar gözünden suyu çevirir ve bugün Belen denen yerden suyu tarlalara akıtır. O gün oradan geçen bir kervancıya durumu gösterir bu suyun buradan aktığını sen gördün mü diye sorar.

Yıl 1700 bugün yapılan tarife göre Kulaksız, Tandır bükü, Karakaya ve Kuru dereyi takiben giden düz deve yolu vardır(kervan yolu).İMAMLAR kanun mevzuatına hâkim sayılır ailelerden olduğu için; durumu gidip Karaman kadılığına bildirirler. Mahkemede demirci daha gözü açık davranıp gece oradan geçen kervan sahibini şahit gösterir. Kervan sahibi oradan devamlı geçtiği için iki tarafı da tanımaktadır. Buna rağmen ben o suyun Belenden akıtıldığını gördüm der; fakat daha önceleri böyle bir şeylere rastlamadığını söylemez. Davayı demirci kazanır ve su demirciye verilir. Uğradıkları haksızlık karşısında öfkelenen imamlar oymağı kervancıyı yakalayıp öldürdüler. Bunun üzerine demirci anlaşmak gerektiğine inanır ve birlikte bu günkü Kecimenin yerinde yurt tutmayı teklif eder. Teklif görüşülüp kabul edilir. Fakat kervancının annesi oğlunun öldürüldüğünü devlete bildirmiştir. Devlet öldürme işlemini kimin yaptığını bilmediği için devamlı oymağı baskı altında tutar.

Baskıdan iyiye yılmış olan oymak köyü terk ederek bugün buzluk denen mağaraya sığınırlar. Fakat köyden haber almaları gerekmektedir. Bu arada enteresan bir hikâye anlatılmaktadır. Kafilede bulunan bir çocuk ekmek ister ekmek kendisine verilir son ekmektir. Başka ekmek kalmamıştır. Çocuk ekmeğin bölünmesini ister yufka ekmek bölünür. Bu defa çocuk niçin böldün ben bütün olarak istiyorum diyerek basar feryadı. Askerlerin kendilerini bulmasından korktukları için hemen ekmek iğne iplikle dikilip çocuğa verilir çocuk susar ve adı ekmek diktiren olarak kalır. Bu deyim hala yaramaz çocuklar için kullanılır.

Buzluk mağarasından ihtiyaçlarını gidermek için bir Arap hizmetli ile köyden genç bir kişi köye giderler. Köyde pusu kurarak bekleyen jandarmalar gelen kişileri yakalayıp diğer köylülerin nerede olduğunu sorarlar ancak cevap alamazlar. Hizmetliyi sorgularlar yapılan bütün baskı ve işkenceye rağmen konuşmaz. Daha sonra genci sıkıştırırlar. Genç baskıya dayanamayıp köylülerin saklandığı buzluk mağarasının yerini gösterir. Kervancıyı öldüren köylü yakalanarak götürülür. Oymakta artık Kecimene yerleşmenin elzem olduğunu anlar ve köye yerleşir. Demirci daha ileri gitmeyecek misiniz diye sorar. Köyün büyüğü yeter buradan ileri ;GEÇEMEM; der ve köyün adı da Geçemem olarak kalır. 



not: http://www.kecimen.com/ sitesinden alınmıştır... saygı...

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı! gecelerinsesi-geceyargici@hotmail.com  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol